Velayet davası eşlerin boşanma davası sonuçlandığında henüz dünyaya gelmemiş olan müşterek çocuklarının doğumdan sonra velayetinin belirlenmesi için açılan davadır. Boşanma davası sürerken hayatta olan çocuklar için velayetin kime verileceğini hakim davanın sonunda belirler ve kararı verir. Kadın eşin boşanma davası sırasında hamile olması durumunda, hakim henüz dünyaya gelmeyen çocuk hakkında velayete ilişkin karar veremez. Bu gibi hallerde boşanma kararından sonra dünyaya gelen çocuğun velayetinin kime bırakılacağının belirlenmesi için yetkili ve görevli mahkemede velayet davası açılması gerekir. Bu davada çocuğun menfaatine odaklanılarak, bedeni ve fikri gelişimini olumlu-olumsuz etkileyecek unsurlar, eşlerin yaşam koşulları, vb. pek çok etmen incelenerek çocuk için en iyi olacak şekilde karar verilir.
Velayet Davasında Çocuğun Dinlenmesi Usulü
Velayetin kime bırakılacağı konusunda hakim her dosyayı iddialar ve elde edilen delillere göre değerlendirerek çocuğun menfaatine göre bir karar verir. Bu karar aşamasındaki en önemli kıstas ise çocuğun üstün yararıdır. Müşterek çocuk velayetin anlam ve sonuçlarını kavrayabilecek yaşta ve olgunlukta ise hakimin velayet davasında karar vermeden önce çocuğu dinlemesi gerekir.
Velayet hakkının kapsamı konusunda mevzuatımız;
Türk Medeni Kanun’u
Madde 339 – Ana ve baba, çocuğun bakım ve eğitimi konusunda onun menfaatini göz önünde tutarak gerekli kararları alır ve uygularlar. Çocuk, ana ve babasının sözünü dinlemekle yükümlüdür. Ana ve baba, olgunluğu ölçüsünde çocuğa hayatını düzenleme olanağı tanırlar; önemli konularda olabildiğince onun düşüncesini göz önünde tutarlar. Çocuk, ana ve babasının rızası dışında evi terk edemez ve yasal sebep olmaksızın onlardan alınamaz. Çocuğun adını ana ve babası koyar. |
Madde metni doğrudan velayet davası hakkında bir ibare içermese de yorum yoluyla işbu fıkranın velayet davalarında uygulanacağı gerek doktrin de gerek se yargı da kabul edilmektedir. İşbu maddeye ek olarak ise Türkiye’nin 1990 yılında imzalayarak taraf olduğu;
Çocuk Haklarına Dair Sözleşme
Madde 12 — 1.Taraf Devletler, görüşlerini oluşturma yeteneğine sahip çocuğun kendini ilgilendiren her konuda görüşlerini serbestçe ifade etme hakkını bu görüşlere çocuğun yaşı ve olgunluk derecesine uygun olarak, gereken özen gösterilmek suretiyle tanırlar. 2. Bu amaçla, çocuğu etkileyen herhangi bir adli veya idari kovuşturmada çocuğun ya doğrudan doğruya veya bir temsilci ya da uygun bir makam yoluyla dinlenilmesi fırsatı, ulusal yasanın usule ilişkin kurallarına uygun olarak çocuğa, özellikle sağlanacaktır. |
Velayet davasında kaç yaşında çocuğa sorulur ? sorusunun cevabı yukarıda alıntılanan madde metninde belirtilmektedir. Kanun maddesi açıkça bir yaş sınırı koymak yerine çocuğun “olgunluğu ölçüsünde” diyerek kati bir sınır çizmekten kaçınmıştır. Uygulamada ise mahkemelerin çocuğun olgunluk ölçüsünü, uzman bir pedagog raporu ile değerlendirdiği ve buna göre karar verdiği, çoğunlukla 7-8 yaş itibariyle beyanlarına başvurduğu görülmektedir.
Velayetin Değiştirilmesi Davası
Taraflar boşanma davası sonucu velayete ilişkin verilen karar sonrasında velayetin değiştirilmesi için dava açabilirler. Velayetin değiştirilmesi ancak kendisine velayet verilen tarafın velayete sahip olmasının çocuk aleyhine bir durum yaratması halinde mümkündür. Velayet değişikliği eşlerin maddi-manevi durumlarında meydana gelen değişimler, çocuğun menfaati yönüyle velayetin diğer eşe verilmesini gerektiren zorlayıcı nedenler olması halinde gündeme gelir.
Ebeveynlerden birinin yeniden evlenmesi veyahut yaşadığı yeri değiştirmesi, geçici sağlık sorunlarının yaşanması doğrudan velayetin değiştirilmesine neden olmaz. Hakim her bir hali çocuğun yararına olacak şekilde değerlendirir ve ona göre karar verir. Burada velayetin değiştirilmesini isteyen tarafın, meydana gelen yeni durum sebebiyle diğer eşin velayet görevlerini velayet davası sırasında ve öncesinde yerine getirmediğini ispat etmesi gerekmektedir.
Devam eden bilgiler için Velayet Davası Sonuçları başlıklı yazımızı ziyaret edebilirsiniz.
Av. Cansu İLHAN ERKUŞ