09:00 - 18:00

İstanbul Avukat

Meşru Müdafaa & Meşru Savunmanın Şartları 198

meşru müdafaa

Meşru müdafaa nedir, ceza kanununda öngörülen hukuka uygunluk ve suçta cezasızlık nedenlerinden biridir. Meşru müdafaa, bir kişinin kendisine veya başka birine yöneltilen haksız ve ağır saldırıyı önlemek için sergilediği zorunlu tepkidir. Meşru savunma ile işlenen suçta kişiye ceza verilmemektedir. Bu takdirde kişinin adli sicil kaydı / sabıka kaydı da olmamaktadır.

Burada haksız saldırıya karşı koyan kişi, saldırıyı uzaklaştırmaya yetecek oranda güç kullanarak, hakkını bizzat korumayı amaçlamaktadır. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu 25. maddesinde işbu kavram düzenlenmiştir. İşbu maddeye göre TCK meşru müdafaa ; Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.” şeklinde belirtilmiştir.

Yargıtay kararlarında da bu kavram şu şekilde izah edilmiştir.  “…Yasal savunma, failin ağır ve haksız bir saldırıyı kendisinden veya başkalarından uzaklaştırmak amacı ile gösterdiği zorunlu tepkidir. Yasal savunma koşulları altında işlenen eylem hukuka uygundur. Bu halde, hukuka aykırılıktan söz edilemeyeceği için faile ceza verilemez…” (Yargıtay CGK 22.05.1995 T. 1-80/158 Sayılı)

Meşru Savunmanın Şartları

Nefsi müdafaa, Nefsi müdafaa hukuk doğal nitelikte değerlendirilmiştir. Haklı savunma durumunda ceza verilmemesinin altında yatan birden çok neden vardır. Bunlardan bazıları; psikolojik baskı, doğal hakka sahip olma, kişinin kendisini veya yakınını koruma-savunma içgüdüsüdür. Meşru müdafaa halinin şartları saldırı durumuna ve savunma durumuna ilişkin iki başlık altında incelenmelidir.  Saldırının olduğunu ileri sürebilmek için saldırının haksız, halen mevcut olan ve kişilik hakkına yönelmiş olması gerekir. Savunma halinde ise savunma ve saldırı arasında orantı bulunmalı ve bir zorunluluk hali olmalıdır.

meşru müdafaa

  • SALDIRIYA İLİŞKİN KOŞULLAR

1-Bir Saldırının Bulunması Koşulu

2-Saldırının Haksız Olması Koşulu

3-Saldırının Kişiliğe İlişkin Bir Hakka Yönelmiş Olması Koşulu

4-Saldırının Savunma Sırasında Var Olması Koşulu

  • SAVUNMAYA İLİŞKİN KOŞULLAR

1-Savunmada Zorunluluk Bulunması Koşulu

2-Savunma ile Saldırı Arasında Orantı Bulunması Koşulu

Saldırı, hukuken korunan bir hakkın ihlal edilmesi tehlikesiyle karşılaşılması veya ihlal edilmesi durumudur. Saldırının sonucunda zarar veya tehlike meydana gelmelidir. Meşru müdafaa oluşabilmesi için saldırının zamanı da önemlidir. Saldırı, gelecekteki olası bir tehdit veya geçmişteki bir saldırı olmamalıdır. Güncel bir saldırıya veya henüz başlamamış fakat başlayacağı muhakkak olan bir saldırıya karşı meşru savunmaya geçilebilir. Ayrıca haksız saldırının tespit edebildiğimiz bir insan tarafından gerçekleştirilmesi de meşru savunmanın şartlarından biridir. Bir hayvanın saldırısı karşısında meşru müdafaa durumundan değil zorda kalma durumundan bahsedilebilir.  Savunma ile saldırı arasında uygun oran olması gerekmektedir.  Meşru müdafaa durumunun şartlarından biri de saldırıya uğrayan kişinin savunma dışında başka bir seçeneğinin olmaması, savunmada bulunmaya mecbur kalmasıdır. İşbu mecbur kalma durumu, somut olayın koşullarına göre değerlendirilmektedir.

meşru müdafaa

Meşru Savunmada Sınırın Aşılması

Meşru müdafaa ile haksız bir saldırıyı ortadan kaldırmak için kişi savunma hareketlerini kullanır. Ancak bu savunma hareketleri mevcut olan saldırı ile ölçülü olmalıdır. Savunma, saldırıda bulunan kişiye karşı sergilenmeli ve savunma, saldırıyı ortadan kaldıracak ölçüde olmalıdır. Yerleşmiş Yargıtay Kararlarının görüşü bu yöndedir.

“Yasal savunmadan söz edilebilmesi için, maddi nitelikte bir saldırının bulunması, saldırı ile savunmanın aynı zamanda olması, savunmanın saldırının devamı sırasında yapılması, savunma ile saldırı arasında uygun oran olması gerekir. Saldırı başlamadan önce savunmaya geçilmesi haklı sayılmayacağı gibi saldırı bittikten sonra savunmada bulunması da hukuka uygun sayılmaz” (Yargıtay CGK’nun 30.05.1994 T. 1994/1127 E., 152 K.)

“…Sanık A. ve maktulün olay gecesi alkol alarak sohbet ettikleri sırada sebebi belli olmayacak şekilde aralarında çıkan tartışma sırasında, maktulün tabancasını çekip sanığa ateş ederek sağ kol ve sağ göğüs cilt altından yaraladığı, yaralanıp yere düşen sanığın da kendi üstündeki silahını çekip maktule doğru 6 el ateş ederek maktulü öldürmesiyle sonuçlanan olayda; sanığın kendine yönelik saldırıya karşı savunmada bulunurken daha az bir atışla yetinmesi yerine, çok sayıda ateş ederek savunma sınırını kastı olmaksızın aşması nedeniyle 5237 sayılı yasanın 27/1, 22/3. maddesi delaletiyle 85. maddesinden mahkumiyeti yerine, yazılı şekilde hüküm kurulması…” (Y.1.C.D. 31.05.2007 gün ve 2006/5834-2007/4280.)

Saldırı ile savunma arasında bir orantısızlık olduğu zaman, savunma kapsamındaki eylemlerde ileri gidilmiş olunmaktadır. Aşırılığa kavuşan savunma hareketleri hukuka uygun değildir. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu 27. maddesinde sınırın aşılması durumunda failin cezalandırılacağı açıklanmıştır. İşbu maddeye göre; ceza sorumluluğunu kaldıran nedenlerde sınırın kast olmaksızın aşılması halinde, fiil taksirle işlendiğinde de cezalandırılıyorsa, taksirli suç için kanunda yazılı cezanın altıda birinden üçte birine kadarı indirilerek hükmolunur. Meşru müdafaa durumunda sınırın aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan ileri gelmiş ise faile ceza verilmez.

Meşru savunmanın orantılılığı değerlendirilirken saldırıda ve savunmada kullanılan araçların arasında ölçü bulunması, bu araçların ölçülü bir şekilde kullanılmasına bakılmaktadır. Neticede; mevcut olayda, meşru savunma şartları gerçekleşmişse hukuka uygunluk nedenidir.

Meşru savunma sebebiyle ceza verilmemesi hali, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) ve cezanın ertelenmesi kararlarından farklılık arz etmektedir. Zira meşru savunmada kişi hiçbir şekilde ceza almazken, cezanın ertelenmesinde kişi ceza almakta fakat infazı şarta bağlı ertelenmektedir. HAGB de ise kişinin ceza almaması şarta bağlı ertelenmektedir. HAGB ve cezanın ertelenmesi konusunda daha fazla bilgi edinmek için hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve cezanın ertelenmesi nedir adlı yazılarımızı okuyabilirsiniz.

Bununla birlikte meşru müdafaa ile haksız tahrik arasında fark vardır. Bu konuda ki en önemli fark meşru savunma cezasızlık sebebi iken haksız tahrik cezada indirim sebebi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Meşru müdafaa konusunda hak kaybı yaşanmaması adına bir ceza avukatı ile bu davaların yürütülmesi önem arz etmektedir.

Av.Elif Duygu NİZAMOĞLU

Esenler Boşanma Avukatı

Esenler Boşanma Avukatı & Avukatlık Ücretleri

Esenler boşanma avukatı iş yükünü çoğunlukla aile mahkemesi davalarının oluşturduğu, boşanma davaları ve fer’ileri konusunda ağırlıklı olarak çalışan avukatlara denir. Boşanma davaları beraberinde boşanma davasında

Read More »
İstanbul Kadıköy Boşanma Avukatı

İstanbul Kadıköy Boşanma Avukatı

istanbul Kadıköy boşanma avukatı başlıca çalışma alanı olan boşanma davalarında yargılama usullerine dikkat edilmesi davanın kazanılması açısından büyük önem arz etmektedir. Boşanma davası açılırken dikkat edilmesi

Read More »
Maltepe Boşanma Avukatları

Maltepe Boşanma Avukatları

Maltepe boşanma avukatları, boşanma davalarının en önemli aşamasının dava dilekçesinin hazırlanması aşaması olduğunu bildiğinden bu konuda müvekkilini özellikle bilgilendirmelidir. Boşanma davaları konusunda uzmanlaşmış bir avukat,

Read More »
Bayrampaşa Boşanma Avukatları

Bayrampaşa Boşanma Avukatları

Bayrampaşa boşanma avukatları boşanma avukatının çalışma alanlarının başında anlaşmalı boşanma davası, çekişmeli boşanma davası ve mal paylaşımı davası gelmektedir. Anlaşmalı boşanma unsurları nelerdir? Evliliğin en

Read More »